Almanyada Üniversite Okumak

Kişisel Araştırma ve Deneyimlerim

Neden Almanya, Neden Bu Blog?

Benimde Almanya hakkındaki bilgilerim çok geçmişe dayanmıyor aslında. Hemen herkeste olduğu gibi yakın/uzak bir akrabasının zamanında Almanya’ya çalışmaya gitmiş olmasından öte değildi Almanya hakkında bildiklerim. Benimde amcam zamanında kısa bir süreliğine Almanya’da çalışmıştı diye biliyorum ( ben çok küçükmüşüm ). Yani bu konuda çok cahildim anlayacağınız.

Evlendikten sonra hanım köylü olunca Almanya’da da bir akrabam oldu. Hanımın amcası Almanya’nın kuzeyindeki Bremerhaven isminde küçük bir şehirde yaşıyordu. Ancak yine de uzun yıllar Almanya’ya gitmek nasip olmadı. Yıllar içerisinde ülkemize gelen ya da gittiğimiz ülkelerde tanıştığımız Almanlar ve gurbetçiler ile muhabbet etmişliğimiz, televizyon, gazete haberlerinde görmüşlüğümüz ve fazlaca biriktirilmiş önyargılarımız vardı. Bazılarınız bilmez ama Günter Wallraff‘ın “En Alttakiler” kitabını da okumuşluğumuz ve sadece Almanya değil tüm Avrupa için ön yargılarımızı körükleyen bazı siyasilerimiz de vardı. ( Hâlâ varlar bu arada )

Gel zaman git zaman oğlan büyüyor okul, okul arkadaşları ve onların aileleri; kafa dengi olanlar toplanılıyor, yemekler yeniyor, muhabbet ilerliyor derken işler ilerleyip birlikte seyahat planlarına kadar dayanıyor ( olağan seyri bu sanırım :). Yurtiçinde değişik yerler , hafta sonu kısa tatil kaçamakları vs derken yurtdışı planları yapılmaya başlanıyor. Bizde arkadaşlarımızla çoluk çocuk gezme maceramıza İtalya ile başladık. Birkaç günlük İtalya gezimiz bendeki önyargıları yerle bir etti. O zamanlar düşünürdüm ne kadar şanslıyım bu yabancıların hep iyileri karşıma çıkıyor diye. Sonra sonra anladım ki aslında her insan kendi dengi ile karşılaşıyor ve ona göre davranılıyor. Günlük hayatımızda da öyle değil mi? Aslında biraz durup düşününce bizde karşımızdaki insana hak ettiği kadar değer veriyor ve ona göre davranıyoruz. Kötü insan, önyargılı insan yok mu? Tabi ki var ancak bunlar her toplumda olduğu gibi, azınlıkta inanın buna.

Yıllar geçtikçe pek çok kez yurtdışı gezileri yaptık. Öyle güzel anılar biriktirdik öyle güzel insanlar ile tanıştık ki inanamazsınız. “Türkleri sevmeyen Yunanlar” ile bir Atina maceramız var ki inanılmazdı. Hayatımda tanıdığım en dürüst, tatlı ve sevecen insanla orada tanıştım o kadar söyleyeyim. ( Uzun hikaye ayrı bir yazının konusu olur ) Hele “soğuk nemrut, Fransızlarla” bir Paris maceramız var ki “Charles de Gaulle Etoil” metro istasyonunda bilet alacak yeri sorduğumuz bir siyahi Fransız ( normal şartlarda merhaba demeye korkarsınız zebellah gibiydi valla – bizdeki de ne cesaretse – ) , arkadaşlarını bırakıp bizle birlikte en az 10 dk yürümüştü bilet gişesini göstermek için. Abartmıyorum Alper şahit. Neyse ya Allah’ın sevdiği kuluyuz ya da dediğim gibi ön yargılıyız. Böyle böyle tüm Avrupa’yı dolaştık sanırım.

Gelelim Almanya’ya. Malum Avrupa’da serbest dolaşım için Schengen vizesi alınca hep gezmek olmaz arada biraz akraba ziyareti yapalım dedik. Vizemiz var, THY Bremen uçuşlarına yeni başlamış ucuz bilette var daha ne duruyoruz dedik. Almanlara karşı ön yargım devam ediyor ya her daim tetikteyim. Bremen havaalanında pasaport kontrolünde bir bayan memura denk geldik. Bir pasaport polisi bu kadar güler yüzlü mü olur. İtalya’dan alınmış Schengen vizemiz var ama önceki giriş çıkışlar okunmuyor incele, sorgula falan derken (Şanslıyız diyorum da inanmıyorsunuz) kadın hoş geldiniz diyerek bizi Almanya’ya aldı.

Hanımın kuzenleri ile buluşup eve doğru yola çıkınca gerçek yeşilin bin tonu neymiş anladım ( Hesapta Doğu Karadenizliyim ) Arkadaş bu kadar yeşil ve muntazam bir ülke görmedim ben. Otoban üzerinden 240, 250 Allah ne verdiyse basarak giderken ( Otoban isminin mucidi de Almanlar bu arada ) gördüğüm manzaralar beni büyüledi resmen. Onların yaşadığı Bremerhaven Kuzey Denizi kıyısında bir liman şehri. Genellikle balıkçılık ve liman faaliyetleri yapılıyor. İlk Almanya seyahatimiz şehir içi ve çevre gezileri şeklinde akraba ziyareti olarak gerçekleşmişti. Çok sevsek de fazla kalamamıştık ama bir daha gelmek farz olmuştu. Sonra bir iki sefer daha ziyaret fırsatımız oldu. Bu seferlerde çemberi biraz daha genişleterek Almanya’yı tanımaya devam ettik.

Gel zaman git zaman oğlan büyüyüp Avusturya lisesine başladığında bizim istikamet netleşti. Bu arada başka pek çok ülke ziyaret etmiştik ancak Almanya’nın pek çok bölgesi ve eyaleti bizim için gizemini koruyordu. Oğlanın yüksek öğretimde Almanya hedefi doğrultusundaki kararlılığı bizi Almanya’yı daha fazla tanıma yoluna itti açıkçası. Biz zaten tüm Almanya’yı dolaşmayı istiyorduk ama bu durum bizi ek olarak motive etti diyebilirim. Önce Berlin ile başladık ve John F. Kennedy’nin “Ich bin ein Berliner” ( Ben bir Berlinliyim ) sözüne hak vererek şehre aşık oldum. İnanılmaz güzel, düzenli, güler yüzlü insanların yaşadığı özgürlük şehri. Güler yüzlü diyorum Avrupa’nın hiç bir yerinde bu kadar güler yüzlü ve kibar insan göremezsiniz. (Almanya’da somurtan insan görüyorsanız muhtemelen yabancı ya da göçmendir. Polis size ceza yazarken bile güler yüzlü ve kibardır. )

Almanya gezilerizden bir kare -Oberbaum Köprüsü
İşte bizim çekirdek aile – Berlin 2013

Sonra yıllar içerisinde bizim oğlanın üniversite seçimleri konusunda fikir sahibi olabilmesi için çeşitli üniversite şehirlerini gezmeye başladık. Her gittiğimiz şehirde Almanya’yı daha fazla sevdik öyle söyleyeyim. Şehirleri gezerken çok büyük bir savaş atlatmış ve yerle bir olmuş bir ülkenin tüm binalarını restore etmiş oluşuna hayran olmamak elde değil. Gittiğimiz her şehirde bir öğrenci gözüyle nasıl yaşanır, okullar nasıl, yaşam masrafları nedir gibi araştırmalar yaptık. Üniversiteleri araştırırken bu geçen süre içerisinde bende kendimce kısa notlar alarak bir veritabanı oluşturmaya çalıştım ( Artık yaşlanıyoruz her şeyi kafamda tutmak zor oluyor ). Almanların belki de en zayıf tarafı dijitalleşme ve internet siteleri. Alman üniversitelerinin web siteleri genellikle çok dağınık ve karmaşık oluyor. Pek çok değişik kaynak ve siteden ayrıca bilgi toplamanız gerekebiliyor. Sonunda yıllar çerisinde edindiğim tecrübe ve bilgileri başkalarının da faydasına olabilir düşüncesiyle yazmaya karar verdim. Şehir ve üniversiteleri tanıtan makaleler, planlama, başvurular hakkında bilgiler ve yaşam şartları konusunda zaman buldukça bir şeyler yazmaya çalışacağım. Sorularınız olur ve yanıtını biliyorsam yardımcı olmaya çalışırım. Kalın sağlıcakla.

Geri bildirimleriniz benim için çok değerli her türlü sorunuzu recep[at]recepdayi.com.tr mail adresine gönderebilir ya da aşağıdaki yorum bölümünden iletebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir