Girmek mi zor? Mezun olmak mı?
Uzun zamandır yazdıklarımla Almanya’ya öğrenim amaçlı gitmek isteyen genç kardeşlerime yol göstermeye çalışıyorum. Yazılarımla bir yandan bu yola girmek isteyenlere ışık tutmaya çalışmakla birlikte bir yandan da bunun uzun ve zorlu bir yol olduğunu anlatmaya çabalıyorum. Hatta bu nedenle eleştiri aldığım da olmadı değil. Ancak “Dost acı söyler!” misali sizlere Almanya’da okumanın iyi olduğu kadar zor taraflarını da anlatmaya çalışmak boynumun borcu.
Geçtiğimiz günlerde DAAD’ın ( German Academic Exchange Service ) “Sesaba” ismini verdiği 2017 – 2021 yılları arasını kapsayan bir araştırmasını gördüm. Uzun yıllardır giderek artan bir trendde Almanya’yı tercih eden yabancı öğrencilerin başarı ve başarısızlıkları üzerine yapılan detaylı bir akademik araştırma aslında “Sesaba”. Almanya okul bırakma oranları ile ilgili araştırmalar yıllardır yapılıyor ancak daha önceki araştırmalardan geniş katılımlı ve detaylı olduğunu düşünüyorum. “Sesaba”, yaklaşık 4000 yabancı lisans ve yüksek lisans öğrencisi ile birebir yapılan ve 4 sömestre süren anket çalışmalarına dayanıyor. Mevcut durumu tüm çıplaklığı ile yansıttığı için değerli buluyorum. Araştırmanın tam metnini sayfanın sonuna koyduğum linkten indirebilir ve inceleyebilirsiniz. Ancak bence önemli noktaları özetleyen kısa bir çalışmayı aşağıda sunuyorum.
Okul Bırakma Oranları
Daha önceki yazılarımda da belirtiğim gibi Almanya’da okul bırakma oranları çok yüksektir. Bu durumun sadece yabancı öğrenciler için değil Alman öğrenciler içinde böyle olduğunu aşağıdaki grafikte görebilirsiniz. Bunun elbette pek çok nedeni var ancak en temel neden olarak “Almanya’da üniversite giriş sınavının olmaması ve bu nedenle öğrencilerin okudukları bölümü hak ettiklerini ispat etmek zorunda olmalarına ” bağlıyorum. İşte bu nedenle Alman üniversitelerinde çok zorlu bir eğitim ve sınav takvimi vardır. Yabancı öğrenciler açısından Almancanın zorluğu ve önceki eğitimlerinin kalitesi ( başka bir anlatımla kalitesizliği ) yeni bir handikap olarak ortaya çıkar. Almaya’da okumak zor mu? Evet! Ama ne kadar zor? Bu konuda daha önce bir yazı yazmıştım ( Bkz. Almanya’da sınavları geçmenin çok zor olduğunu duydum gerçekten doğru mu? ) orada daha fazla detay ve öneriler bulacaksınız.
Elbette tüm bölümler ya da programlar için bu böyle değil. Bazı programlar öğrencilerine diğerlerine kıyasla daha fazla hoşgörü gösterir ve öğrenciyi kazanmaya çabalarlar. Ancak genellikle bu bölümlerin kontenjanları kısıtlı ve kabulleri çok zor olduğundan bir yabancı öğrenci olarak girmek gerçekten zordur. Yani anlayacağınız ya girerken zorlanacaksınız ya da okurken.
Bu konuda daha önce yazdığım Almanya’da hangi bölümler daha zor? yazımı okuyabilirsiniz.
Grafiği incelediğinizde yabancı lisans öğrencilerinden yaklaşık yarısının okulu bitiremediğini görürsünüz. Alman öğrenciler için de bu oran 3’te 1 ‘e yakındır. Yüksek lisans düzeyinde bu oranlar düşmektedir. Benim açımdan sürpriz olmayan bu durumu kabaca şöyle açıklamaya çalışayım. Yüksek lisans öğrencileri zaten kendi üniversitelerinde belirli bir düzeyde eğitim almış, başarılı ( daha objektif bir puanlama ile yüksek bitirme notu ) ve yabancı dil konusunu bir ölçüde halletmiş öğrencilerdir. Bu konularda çokça yazı yayınladım tekrar tekrar aynı şeyleri yazarak kalabalık yapmak istemiyorum. Detay merak edenler eski yazılarıma göz atabilir. Bu yazının odağı son araştırma sonuçları olduğundan devam edelim.
Öğrenciler Neden Almanya’yı Tercih Etmişler?
Yapılan çalışmanın bir bölümü de öğrencilerin Almanya’yı tercih nedenlerini sorgulamak olmuş. Öğrencilerin bu konudaki motivasyonlarının belirlenmesi açısında önemli diye düşünüyorum. Bu çalışmaya katılan 3900 civarındaki yabancı öğrenci en önemli motivasyon kaynağı olarak kişisel gelişim ve mesleki yeteneklerin geliştirilmesi ( yani kaliteli eğitim ), iş ve kariyer olanaklarının arttırılması ( yani daha çok kazanmak ) olarak belirtmiş. Ancak bunun yanında ülkenin güvenli bulunması ve üniversite eğitiminin ücretsiz olması bir başka motivasyon kaynağı olarak ortaya çıkıyor.
Öğrencileri Almanya eğitim yolculuğunda en çok zorlayan şartlar
Yazımızın başlığının bir kısmıda “girmek mi zor?” sorusuydu. Yapılan çalışmada öğrencilere “Almanya’da üniversite eğitimine başlamaya hazırlanırken aşağıdaki konular ne kadar kolay ya da zordu?” diye sormuşlar ve benim de sürekli vurgulamaya çalıştığım konulardaki görüşlerini almışlar.
Anket sonuçlarına baktığınızda en çok zorlanılan şey üniversite kabulü olarak gözükse de Türkler için sıralamalar değişik olabilirdi. Biz Türkler olarak şanslıyız: Almanya Türk öğrencilerden sadece üniversite sınavında benzer bir bölüm kazanma şartı istiyor. Diğer yabancılar için durum çok daha karışık ve zorlu olabiliyor o nedenle birinci sırada “Üniversiteye kabul’ün” çıkması sürpriz değil.
Türk lisans öğrencileri belirli bölümler hariç çok rahat bir biçimde Almanya’da lisans kabulü alabiliyorlar. Bazı bölümlere kabul gerçekten zor olsada ( ör. Tıp, Eczacılık, Veterinerlik vb. ) özellikle Alman eğitimini dünya çapında öne çıkaran “mühendislik” programlarından kabul almak Türkler için çok basittir. Bu nedenle bizim handikapımız farklı. Bence bu anket sadece Türk öğrencilere uygulansaydı “Dil problemi” en üstte çıkardı.
Dil Bariyeri
Almanya’da ana eğitim dili İngilizce olan programların hem sayısı hem de oranı son yıllarda önemli ölçüde arttı. Geçtiğimiz yıl Alman üniversiteleri tarafından sunulan 20.854 programdan 273 lisans ve
1.434 yüksek lisans programında İngilizce ana eğitim diliydi. Bu oran Almanya’daki tüm lisans programlarının %3’üne ve tüm yüksek lisans programlarının %15’ine karşılık geliyor. Almanca’nın zor bir dil olması ve Almanya dışında başka bir ülkede Almanca lisans okuma imkanının sınırlı olması nedeniyle genellikle uluslararası yüksek lisans öğrencilerin çoğunluğu İngilizce programları tercih ediyorlar.
Bunun göstergesi olarak ( tam öğrenci sayısı konusunda bir istatistiğe ulaşamasam da ) 2020/21 kış döneminde DAAD tarafından yapılan bir öğrenci anketi, uluslararası yüksek lisans öğrencilerinin yaklaşık üçte ikisinin (%64) tamamen İngilizce eğitim veren programlara kayıtlı olduğunu ve %19’unun da ders dilinin Almanca ve İngilizce karışımını yansıttığı programlara kayıtlı olduğunu ortaya koymuş.
Ankete katılan uluslararası yüksek lisans öğrencilerinin yalnızca %15’i yalnızca Almanca eğitim verilen bir lisans programını tamamlamış.
Yukarıdaki grafikte anket çalışması sırasında öğrencilerden kendi dil seviyelerinin yeterliliği konusunda değerlendirme istendiğinde verilen yanıtların dağılımı görülmektedir. Verilen yanıtlar yabancı öğrencilerin çoğunlukla dil yeterliliği konusunda akademik ortamda çok problem yaşamadıkları daha çok günlük hayatta sıkıntı yaşadıklarını gösterse de dil bariyeri aslında üniversite kabul aşamasında kendini gösterdiğinden bu sonuç normal diye düşünüyorum.
“Dil bariyeri kabul aşamasında kendini gösteriyor” derken Alman üniversitelerinin kabul aşamasında dil yeterliliği konusunda çok sıkı olduğunu söylemeye çalışıyorum.
Ekonomik Koşullar
Almanya’da üniversite eğitimi ücretsiz değil mi? Evet! Ancak yaşam standartları yüksek olan bu ülkede hayat da bize göre pahalıdır. O nedenle Alman federal hükümeti öğrencilerin yaşam standartlarını idame ettirebilecekleri kadar bir tutarın bloke hesapta gösterilmesini istiyor. Öğrenci vizesi ve oturum için bu şart.
İlk yıllarda bu şartı karşılayabilen öğrenciler daha sonraki yıllarda bu yüksek standartları sağlayamayabiliyor ve çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu konuda yasal bir çözümde sunulmuş. Almanya’da öğrenci olarak bulunurken size belirli bir saate kadar çalışma izni de veriliyor. Ancak part-time çalışmak zaten zor olan eğitim ve yoğun sınav takviminin daha da zorlaşması anlamına gelebilir. Yabancı öğrencilerde okul bırakmalarının bu kadar yüksek olmasının bir nedeni de bu zorluklardır. Alman öğrenciler ve çok kısıtlı bir yabancı öğrenci kesimi bu anlamda biraz daha rahattır. Onlara BaföG denilen yarısı geri ödemesiz bir öğrenci kredisi verilir. ( Bizdeki kredi ile karıştırmayın onlar aldıkları kredi ile 1 ay geçinebilirler hatta para biriktirebilirler )
Öğrencilere ana geçim kaynağınız nedir diye sormuşlar verilen yanıtlar ile 1. sömeste ile 4. sömestre arasında farklılıklar grafiğe yansıtılmış. Buna göre lisans öğrencilerinin çoğunluğu ailelerinden gelen destekle geçinirken, Almanya’da geçen süre arttıkça part-time çalışma ile geçinenlerin sayısının arttığı gözlemlenmiş. Yüksek lisans öğrencilerinde çalışma oranı oldukça yüksek.
Yalnızlık
Almanya’da okumaya giden yabancı öğrencilerin en temel problemlerinden biride yalnız olmaları. “Yaban ellerde memleketinden uzak” gibi klişe laflar söylemeye çalışmıyorum. Gerçekten de kültürüne yabancı olduğunuz bir ülkede her işinizi kendini halletmek zorunda kalmanızdan bahsediyorum. Heleki şimdiki gençlerin kolaya alışkın olmaları bunu daha da zor hale getiriyor.
Ülkemiz son yıllarda teknolojik anlamda çok atılım gerçekleştirdi. Özellikle kamu kurumlarının, bazı hizmet ve bankacılık sektörlerindeki dijitalleşme ve artan hizmet kalitesi oranları ülkemizi dünya sıralamalarında üst sıralara çıkarmış durumda. Almanya’ya gittiğinizde belkide en şaşıracağınız şey hemen her şeyin halen eskiden bizde olduğu gibi kağıt ve posta ile yapılıyor olması olacak. Postahanelerde kuyruklar göreceksiniz. Bankalarda hesap açtırmak için günlerce randevu bekleyeceksiniz. Hemen her resmi kurumdaki işleriniz için 1 ay önceden randevu almanız gerekecek vs.. Ve bunları kendiniz yapacaksınız. Dersler başlangıçta çok ağır gelecek, hocalar ile diyaloglarınız hiç alışık olmadığınız kadar resmi olacak, karşılaştığınız sorunlar ve sorularınız için yardımcı olabilecek kişiler bulamayacaksınız. Bu kadar kötü mü? Abartıyorum gibi gelebilir ancak Almanya’da yaşam bu açıdan böyle. Bununla ilgili Sesaba’da sorulan bir soruya verilen yanıtları aşağıda paylaşıyorum.
Anket sonuçlarından görebileceğiniz gibi “ne varsa bizde var” hesabı en büyük yardımı orada okuyan Türk öğrencilerden göreceksiniz. Kendileri de bu yollardan geçtiklerinden deneyimleri önemli olacak. Ancak herkese güvenmeyin “her koyun kendi bacağından asılır” misali gün gelecek etrafınızda size yardımcı olacak kimseyi bulamayacaksınız.
Okulu neden bırakıyorlar?
Yıllardır ister Alman olsun ister yabancı, öğrencilerin okul bırakma nedenleri üzerine pek çok araştırma yapılmış. Lisans öğrencileri en sıklıkla finansal zorlukları (yetersiz aile desteği, eğitim ve işi bir arada yürütememe) ve akademik sorunları (Derslerin çok zorlayıcı olması, sınavlarda başarısızlık, dil problemleri) öne sürmüştür. Yüksek lisans öğrencileri de sıklıkla eğitim koşullarından memnuniyetsizlik (örn. yetersiz destek, kalabalık sınıflar ve akademik zorluklar) ve pratik çalışma yapma isteğini öne sürmüştür.
Bu öne sürülen sebepler yukarıda anlatmak istediklerimi destekler nitelikte. Temel olarak Almanya’da uluslararası düzeyde onaylanmış bir eğitim alacağınız kesindir. Ancak bu eğitimin zor olduğunu, eğitim süresinde finansal sıkıntılar yaşanabileceğini ve Almanya’ya adapte olmanın öyle sanıldığı kadar kolay olmadığını da göz önüne almalısınız.
Hedefi Almanya olan genç kardeşlerime en önemli tavsiyem, eğitim diliniz İngilizce bile olsa Almanca öğrenmeye çalışın. Bu hem okulda Alman öğrenciler ile daha fazla kaynaşmanızı, hem de günlük yaşamda ya da part-time çalışma hayatınızda seçeneklerinizi arttıracaktır. Almanca konusunda daha önce pek çok yazı kaleme aldım. “Hayat Almanca Öğrenmek İçin Yeterince Uzun Değil” yazıma da bir göz atın isterseniz.
Son olarak “Sesaba” çalışmasının linkini paylaşmak istiyorum. Almanya’da okumaya niyetli iseniz bence mutlaka gözden geçirin. Sağlıcakla kalın. Her türlü sorunuz için bana recep[at]recepdayi.com.tr mail adresinden ya da sayfanın sağ alt tarafında bulunan sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz.